51
plastik ambalaj atığı geri dönüştürüldü.
Plastiğin hammaddesi petrol. O zaman bu,
ciddi bir petrol tasarrufu demek . Yaklaşık
7 milyon aracın bir depo benzinine eşit bir
tasarruf söz konusu. Aynı şekilde elektrik
tasarrufu demek. Çünkü plastik üretilirken
yine elektrik enerjisi kullanılıyor. 270 bin
ailenin bir aylık elektrik tüketimine eşit
bir tasarruf. Yine geçtiğimiz yıl 29 bin
ton metal ambalaj atığının geri kazanımı
gerçekleşti. Böylelikle 12 futbol sahası
büyüklüğünde çöp depolama sahasından
tasarruf sağlandı. 56 bin 400 tonluk cam
ambalaj atığı geri dönüştürüldü. 56 bin
400 ton cam atığı ambalaj üretiminde
kullandığımız takdirde bir uçağın dünya
etrafında 888 kez dönmesiyle ilgili salınan
emisyon miktarından tasarruf ediyoruz.
O da 18 bin ton sera gazı salımına denk.
250 bin metreküplük fosil yakıt tasarrufu
var. 4,9 milyon litre küplük su, 2,4 milyon
metrekarelik bir depolama alanından ta-
sarruf, 480 bin ton karbondioksit eşdeğe-
rinde sera gazının önlenmesi. Maddi olarak
baktığınızda sadece bir yılda 1 milyon 350
bin TL’lik bir tasarruf söz konusu. Kazanç
Türkiye’nin yani.
Çöp depolama sahaları yeterli mi?
Çöp depolama sahaları büyük yatırım ge-
rektiren alanlar. Türkiye’de 60’a yakın çöp
depolama sahası var. Çöp depolama saha-
larının amacı, geri dönüştürülemeyecek
atıkları depolamak. Eğer siz geri dönüştü-
rülecek atıkları da getirip atarsanız, kısa
sürede bu depolar doluyor ve ömürlerini
tamamlıyor. Orada bir kaynak israfı söz
konusu oluyor. Hem yeni depolara ihtiyaç
duyuluyor hem de değerlendirilebilir atığı
siz oraya gömerek ondan da faydalanamı-
yorsunuz.
Ambalaj Atıkları Yönetmeliği ihtiyacı
karşılıyor mu?
Yönetmelik sürekli değişiyor. Bu iyi bir
şey belki de. Birtakım sıkıntılar doğuyor, o
sıkıntılara çözüm önerileri ortaya çıkıyor.
Ama sürekli değişiklik olduğu zaman da
uyum ve sistemi oturtmak zorlaşıyor.
Yönetmelikte hedeflerle ilgili tanımlama
yok. Biz genel geri kazanım, genel geri
dönüşüm gibi iki ayrı hedef olmasını savu-
nuyoruz. Malzemeye dönük geri dönüşüm
hedefleri olmalı ayrıca. Ne olursa olsun
biz yazılanı uygulanacak şekilde gerekli
denetim ve yaptırımları yapmak zorun-
dayız. Yazılanın uygulanır hale gelmesi
önemli. Yasal düzenleme diyor ki; bele-
diyeler, ambalaj atıklarını kaynakta ayrı
toplayacak. Tüketicilere diyor ki; ambalaj
atıklarınızı ayrı biriktireceksiniz. 2005’ten
itibaren ambalaj atıklarını ayrı biriktirmek-
le yükümlüyüz aslında. Sanayi kuruluşla-
rına diyor ki; siz ürettiğiniz ambalajların
miktarlarını azaltma yolunda çalışmalar
yapacaksınız. Satış noktalarına diyor ki;
satış noktaları yükümlülüğünü yerine
getirmeyen, piyasaya sürenlerin ürünlerini
satmamakla yükümlü diyor.
Çok taraflı, çok sorumlusu bulunan bir
düzenlemeden bahsediyoruz. Belediyeler
üzerine düşen görevi yapsa, buralarda
kaynak ayırma çalışmalarını başlatsa
Türkiye’de bu yaygınlaşmış olacak.
Belediyeler üzerine düşeni neden
yapmıyor?
Bu, belediyelerin ilgi alanları ve öncelikleri
ile ilgili. Belediyelerin, çözüm bekleyen çok
sorunu var; onu da kabul etmek gerekir.
Belediyelerin yüzde 10’u yükümlülüklerini
yerine getiriyor. Bunu yapanlar yapma-
yanların karşısında bir haksız rekabete
uğruyor. Dolayısıyla bir denetim mekaniz-
ması, bir yaptırım mekanizması kurmak
uygun olur bize göre.
Ambalaj atıklarının toplanmasında
ne gibi sıkıntılar yaşanıyor?
Ambalaj atıklarının kaynağında ayrı
toplanmasıyla ilgili bir sıkıntı var. Bunların
düzgün bir şekilde toplanıp, düzgün bir
şekilde ayrılmasına kadarki süreçte iyileş-
tirme gerekiyor. Bir kere atıkların tüketici-
ler tarafından ayrı birik-
tirilmesi lazım. Başlangıç
orası. Eğer çöple karışırsa
ve çöpten bunlar ayrılırsa
o zaman hem verimli hem
hijyenik olmuyor. Bildiğiniz
gibi sokak toplayıcıları var.
Sokak toplayıcıları aslında
toplumsal bir olgu. Her
ülkede bu yok. Bu da onlar
için bir geçim kaynağı. Onlar
bu işi kendi bildikleri gibi
yapıyorlar. O işi yaparken
hem kendileri hem çevre-
de yaşayanlar için sağlık
sorunları oluşuyor. Hem
de bunlar çöpten ayrıldığı
için toplanan malzemelerin
kalitesi düşüyor. Onları, bir
şekilde düzgün toplama ya-
pacak halde sisteme entegre
etmek gerekiyor. Yönetme-
liğimize göre, atıkların yalnızca lisanslı
firmalar tarafından toplanması gerekiyor.
Onun dışındaki toplama yasak. Gidip
bakanlıktan lisans almanız gerekiyor.
Lisans almanız için tesis ve toplama aracı
olması lazım. Dolayısıyla bu kişiler, bu tip
tesislerin çatısı altına girecekler veya ayrı
örgütlenip lisans alarak bu işi yapacaklar.
Daha düzenli toplamaya ihtiyaç var. Bura-
da tüketicilere de iş düşüyor. Eğer siz, atık-
larınızı çöpe atarsanız; o zaman birisi, gelir
kaynağı olarak çöpün içinden bunu ayırıp
gelirini temin etmeye çalışır. Bizim verile-
rimize de yansıyor bu durum. Türkiye’de
ne kadar ambalaj atığı geri kazanılıyor,
bunu belgeli olarak söylemek mümkün
değil. Olayın hem kayıt içine alınması hem
sağlık koşulları için yapılması için burada
bir iyileştirmeye ihtiyaç var.
Model olabilecek bir yaptırım önerir
misiniz?
Yurt dışında attığın kadar öde gibi uygu-
lamalar var. Çok miktarda çöp atan daha
çok para ödüyor. Ambalaj atıklarından
bir bedel alınmıyor. Dolayısıyla amba-
laj atıklarını biriktirmeye teşvik ediyor.
Belediyelerin düzenli depolama sahalarına
götürdüğü atıklarla ilgili vergi alınıyor.
Eğer belediye gömmek için çok fazla atık
götürüyorsa o miktara orantılı olarak
bir vergi söz konusu. Belediye o zaman
ambalaj atıklarını ayrı toplama gereğini
duyuyor. Bu tip finansal sistemlerle bu işi
belli bir noktaya getirmek gerekiyor.
Plastik poşet tüketimine gelirsek...
Tüketilen poşet miktarı çok yüksek değil
aslında. Atıklar içinde belki yüzde 2’nin
altında bir rakamdan bahsediyoruz. Amba-
laj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği poşeti
ambalaj olarak kabul etmiyor. Her şeyden
önce bunu düzenlemek lazım. Ambalaj
olarak kabul ettiği takdirde ambalajın geri
kazanılması ile ilgili hedeflere dahil olacak.
Dolayısıyla bu hedefler artacak ve poşeti
azaltmak için satış noktasında bir yaptırım
olacak. Eğer siz bir yılda 100 ton poşet
veriyorsanız bunun 42 tonunu geri dönüş-
türülmesini sağlamak zorunda kalacak-
sınız. Bu da poşet kullanımını azaltmaya
yöneltiyor. Onun toplanıp geri kazanılması
bir maliyet. Ya bu maliyete katlanacak-
sınız veya bunu azaltma yoluna gide-
ceksiniz. Birinci önerimiz, plastik poşetin
ambalaj olarak kabul edilmesi ve hedeflere
tabi olması. İkincisi, gönüllü anlaşmalar
yoluyla satış noktalarında poşet tüketi-
mini azaltma yolunda çalışmaya gitmek.
Üçüncüsü, bunlara bir bedel konulabilir.
Dördüncüsü de, bioçözünür malzemelerle
ilgili son durumu analiz etmek gerekir.
Bioçözünür poşet tipleri olursa, sorun orta-
dan kalkıyor gibi gözüküyor. Ama gerçek
bize göre öyle değil. Bunlar aslında yok
olmuyorlar. Bioçözünür poşetlerin geri dö-
nüşümü kolay değil. Tamamen yok olmu-
yor doğada. Kendi kendine yok olmuyor,
küçülüyor sadece. Biz kurum olarak plastik
poşet kullanımının yasaklanmasının çok
doğru olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü bir
ihtiyaç varsa, bu bir şekilde kullanılacaktır.
Belli standartlar getirebilirsiniz. Yasakla-
mak bize göre çözüm değil.
perder
sivil toplum
Birinci
önerimiz, plastik poşetin
ambalaj olarak kabul edilmesi
ve hedeflere tabi olması. İkincisi,
gönüllü anlaşmalar yoluyla satış
noktalarında poşet tüketimini
azaltma yolunda çalışmaya
gitmek. Üçüncüsü, bunlara bir
bedel konulabilir. Dördüncüsü
de, bioçözünür malzemelerle
ilgili son durumu analiz etmek
gerekir.