28
perder
araştırma
Perakende sektörünün
odağı Asya
Performansa dayalı ücret
yaygınlaşıyor
EY’nin gerçekleştirdiği ankete katılanların yüzde 69’u büyümenin gelişmekte olan
pazarlardan kaynaklanacağına inanıyor
Türkiye Ücret Araştırması 2013” raporunda enflasyon-ücret artış oranı bağlantısının
da zayıfladığı anlaşılıyor
Towers Watson tarafından açıklanan
“Türkiye Ücret Araştırması 2013” raporu-
na göre ülke çalışanlarının 2014 yılında
ücretlerinde yüzde 8 oranında artış olacağı
öngörülüyor. Bu öngörünün gerçekleşme-
si halinde, 2013 yılında yüzde 8 olarak
gerçekleşen ücret artış oranı 2014 yılında
da değişmemiş olacak. Towers Watson
tarafından son 10 yılda yapılan ücret araş-
tırmalarının sonuçları, enflasyonla ücret
arasındaki bağlantının zayıfladığını göste-
riyor. Buna göre; 2011 yılında yüzde 10,5
oranında gerçekleşen enflasyona karşılık
ücret artışlarının bu oranın yaklaşık üç
puan altında kalarak yüzde 7 seviyesinde
gerçekleştiği görülüyor. 2012 yılında enf-
lasyon oranı yüzde 6,2 seviyesine inerken
şirketlerin 8 oranında ücret artışı yaptığı
tespit ediliyor. Araştırma yöneticilerin
baz ücrette ortalama yüzde 7 oranında
daha fazla, satış rollerinin yaklaşık yüzde
20 oranında daha düşük ücretlendirildiği
gözleniyor. Ancak değişken ücret gelir-
leri de dikkate alındığında, hedef toplam
nakit gelirleri açısından yönetici rollerinde
anlamlı bir değişim gözlemlenmiyor; buna
karşın satış rolleri açısından yüzde 20
oranındaki aşağı yönlü farklılık kapana-
rak yüzde 8’e kadar iniyor. Ekonomik
istikrardaki artış ve enflasyon seviyele-
rindeki düşüşle birlikte baz maaş odaklı
ücret yönetiminin, yerini performansa
dayalı değişken ücret yönetimine bıraktığı
gözleniyor. Buna bağlı olarak, Türkiye’de
faaliyet gösteren birçok yerel ve yabancı
şirketin performans kültürünü yaygınlaş-
tırma yoluna gittiği görülüyor. Şirketler
mevcut kısa vadeli teşvik planlarını gözden
geçiriyor, uzun vadeye yayılmış değişken
ücret planları geliştirmek üzere çalışmalar
yapıyorlar. Şirketlerin yan hak politikaları
değerlendirildiğinde ise son yıllarda emek-
lilik yan hakları sunan şirketlerin artan bir
hızda yaygınlık gösterdiği gözleniyor.
Anketten çıkan sonuca göre Asya’da ba-
şarı şirketler için kritik bir önem taşıyor.
EY’nin araştırması, 2017 yılına kadar
küresel tüketim ürünleri sektörünün yüz-
de 25’ini (2007 yılında %15) ve sektörel
büyümenin yüzde 38’ini gelişmekte olan
Asya ülkelerinin temsil edeceği sonucunu
ortaya koyuyor Öte yandan, tüketim
ürünü firmalarının bu zorlayıcı koşullarda
müşterilerine değer yaratmaları ve kârlı
bir şekilde büyüyebilmeleri için kaynak-
larını doğru kullanmaları ve stratejilerini
planlı bir şekilde uygulamaları gerekiyor.
Başarılı tüketim ürünü firmaları 8 kritik
konuya odaklanıyorlar. Araştırmaya katı-
lan şirketlerin ancak yüzde 20’sinin halen
rakiplerinden daha karlı oldukları ve sür-
dürülebilir büyümeyi sağladıkları ortaya
çıkarken, tüketim ürünü firmalarının
yapılan araştırma sonucunda ortaya çı-
kan 8 kritik konuya eğilmeleri gerektiğine
vurgu yapılıyor. Raporda, tüketim ürünü
firmalarının kârlı bir şekilde büyüyebil-
meleri için stratejilerini yeniden değer-
lendirmeleri, geleneksel bakış açısından
uzaklaşmaları ve pazardaki beklentileri
daha hızlı karşılamaları gerektiği ön pla-
na çıkarken, 2017 yılına kadar sektörel
büyümenin yüzde 38’ini temsil edeceği
öngörülen Asya’nın gelişen ülkelerinde
başarılı olmanın kritik bir önem taşıdı-
ğına dikkat çekiliyor. Asya’nın gelişen
ülkelerinin sektördeki payının 2017 yılına
kadar yüzde 25’e ulaşacağı öngörülen
raporda, birçok tüketim ürünü firmasının
onlarca yıldır bölgede faaliyette bulun-
malarına karşın, maliyeti ne olursa olsun
pazar payı peşinde koşulan dönemin
geride kalması ve şimdiki anahtar stra-
tejinin ‘kârlı büyüme’ olması gerektiğine
vurgu yapılıyor.